Türkiye denince her insanın aklına farklı bir konu, kişi veya yer gelebilir. Benim aklıma her zaman İstanbul gelir. Mucizeleri, sürprizleri, hikayeleri, şaşırtmacaları çoktur benim bildiğim İstanbul’un. İstanbul’u yaşamak için bir ömür değil birkaç ömür gerekir. Anlatmak için ise kelimeler kifayetsizdir. Şehrin bir özelliği de herkesin İstanbul’unun kendine özgü olmasıdır. Dünyadan bazı önemli isimlerde İstanbul ile ilgili duygularını şu sözlerle ifade etmişler; “İstanbul, önünde şair ile arkeoloğun, diplomat ile tüccarın, prenses ile gemicinin, Kuzeyli ve Güneylinin, hepsinin aynı hayranlık duygusuyla haykırdığı evrensel ve son derece büyük bir güzelliktir. Bütün dünya, bu kentin dünyanın en güzel yeri olduğu düşüncesindedir.” (Edmondo De Amicis)
“Ah İstanbul! Beni büyüleyen isimlerden en çok büyüleyeni yine sensin.” (Pierre Loti)
“İstanbul, insana hayat, yaşama sevinci, neşe ve güzellik duygusu veren emsalsiz bir şehir.” 
(İng. Mrs. Max Müller-1893)

İstanbul’un da kalbi Beyoğlu’dur belki de. Tarih, eğlence, gastronomi, kültür/sanat, alışveriş her ne ararsan bir ahenk içindedir. Her semti başka bir kimliğe sahip, birbirine rakip mekanlarla doludur. Nereye baksanız davetkar kokular arasında şık mekanlar ile karşılaşırsınız. Size keyifli ve lezzetli bir öneri; İstanbul’da gezmekten yorulduğunuzda ve bir mola verme istediğinizde İstiklal Caddesi’nde, Galatasaray Lisesi, İtalyan Lisesi ve Yunan Konsolosluğu’na komşu, asma dallarının ve sarmaşıkların kapladığı tarihi sokakta, muhteşem mezeleri ile günümüz lezzetlerinin kendine has yorumunu tadabileceğiniz bir mekan Çukur Meyhane. 20 yıldır tarzını koruyan mekanda çok fazla meze çeşidi var. Tüm ekip güler yüzlü ve ortam gayet keyifli. Yıllardır standardını koruma sebebi ise müdavim sayısının yüksek olması. Turistler tarafından da oldukça ilgi görüyor. Güvenli, temiz, lezzetli özelliklerinin yanında müzikleri de çok keyifli. Narlı maydanoz salatası, istiridye mantarı, közlenmiş biber ve cevizle hazırladıkları hafif acı bir meze, bol cevizli Girit ezmesi ve topik gibi mezelerin hepsi çok iyi. Ara sıcaklardan kalamar köfte ve balık mantı her biri ayrı lezzet. Zengin bir meze çeşitliliğine sahip meyhane ara sıcakları, ana yemekleri ve içki çeşitleri ile de bölgenin favorileri mekanları arasında olması boşuna değil. Güzel müzik eşliğinde keyifle içkilerimizi yudumlayıp lezzetli mezelerin tadına bakarken bir taraftan da ekşi sözlük gibi yerli yabancı sitelerdeki Çukur Meyhane yorumlarına göz atıyorum. Övgü dolu yorumlardan anlıyoruz ki mekan oldukça popüler. Mekanın sahibi Mehmet Gül ile tanışma fırsatımız oldu ve hikayesini kendinden dinledik. Mehmet Bey 20 yıl önce büyük emekler vererek hizmete açmış Çukur Meyhane’yi. Mekan adını ise mekana yol seviyesinden birkaç basamak inerek girilmesinden almış. Hem lezzeti hem de konumu nedeniyle kısa sürede müdavimlerini yaratmış. Sanatçısından iş insanına, turistinden yerlisine bugüne kadar ilgi hiç eksilmemiş. Mehmet Gül Beyoğlu’na gelenlerin favorisi olan mekanını sağlık sebeplerinden dolayı devredeceğini belirtti.

“Çukur Meyhane Satılık”

Yıllarca bir marka haline getirdiği özenle işlettiği mekanını yaşamış olduğu bir ameliyat sonrası sağlığı elvermediği için istemeyerek de olsa satılığa çıkarmış. Meyhaneyi mülk tapusu ve marka devri ile birlikte veriyor. Mekan kapalı alanda 40 kişiyi rahatlıkla hizmet verirken bahçede ise 50 kişiyi ağırlıyor. Mehmet Bey özenle büyüttüğü yetiştirdiği kızını gelin etmek diye avutuyor kendini. Dileği mekanın değerini anlayacak gerçek alıcı ile karşılaşmak.

Tel: 0173 565 08 67 Whatsap : 0178 924 30 29