Mitolojik öykülerde geçen, kendine has minimalize köylere, ender ve endemik bitkilere ev sahipliği yapan, antik tepeleri, patikaları içinde barındıran Kazdağları… Diğer adıyla İda. Yaşanmışlıkların, medeniyetin zirvesi.. Orduların güvenle konakladığı Agonya Ovası, tarihte ilk güzellik yarışmasının yapıldığı Ayazma’sı, kazlarıyla birlikte Sarıkız’a yuva olan ormanları… Üstelik hepsi bir yana, dünyanın en çok oksijen üreten ikinci ormanı ve dağı.
Yaklaşık 1174 m. yükseklik ile Çanakkale ve Balıkesir sınırları içerisinde yer alan Kazdağları, bölgenin hem turizm, hem tarım hem de kültürel zenginliği açısından Türkiye’nin en değerli bölgeleri arasında dikkat çekiyor. Troia döneminden önce ve sonra sayısız medeniyetin yaşadığı bu bölge, son zamanlarda ülkenin ilgi odağı haline geldi.
Türkiye’de kamp ve doğa sporları faaliyetlerinin artması, sağlık turizminin ön plana çıkması, organik tarımın nihayet kıymetinin anlaşılması ile Kazdağları’da cazibe merkezi haline geldi. Küresel iklim krizi ile mevsimlerdeki değişim ve gün geçtikçe yer kürenin ısınması her kesimden insanı İda’nın (Kazdağları) merkezine çekiyor. Kazdağları’nın Yamaçlarındaki butik işletmelerde ormanın sesini dinleyebiliyor, solunum rahatsızlıklarına iyi gelen o eşsiz oksijeni alabildiğince ciğerlerinize doldurma lüksünü yaşıyorsunuz. Lüks diyorum çünkü günümüz Türkiye’sinde maalesef yeşil alanlarımız yerini binalara, betonlara hızla bırakıyor.
Bakmayın siz bu satırlarda güzellikleri konuşuyoruz da yarım asırdır gözü dönmüş maden şirketlerinin tek derdi bu dağı yok etmek olmuş. Kazdağları yöresine ilişkin madencilik raporu yayınlayan TEMA Vakfı, Biga Yarımadası ve Ege’nin kuzeyinde yer alan 1 milyon 697 bin hektarlık alanın yüzde 79’unun madencilik ruhsatlı olduğunu açıkladı. Bu doğal güzelliğin asıl sahipleri olan, orada yaşayan hiç kimse bunu istemese bile şuursuzca saldırı devam ediyor. Unutmamalıyız ki, bin yıllar önce bize emanet edilen bu güzelliği, hepimiz korumakla hükümlüyüz.
250 MİLYON YILLIK EĞRELTİ OTLARI
Konumuza dönmek gerekirse, efsaneyi hissetmek için sizleri Kazdağları’na çağırıyoruz. Farklı lokasyonlardaki yürüyüş rotaları ve of-road yolları, kendine özgü Türkmen köyleri, endemik bitkiler ve ağaçları, yaban hayatı ile farklı bir deneyim yaşayacağınızdan eminim. Uzun yıllardır Çanakkale ve bölgesinde kamplar yapan biri olarak Kazdağları’nı keşfettiğimde tarifi güç bir mutluluk yaşadım. Filmlerde görebildiğimiz türden ağaçların heybeti, bundan 250 milyon yıl önceki Kar-bonifer Dönem’de çiçekli bitkilerin ve ağaçların bulunmadığı yeryüzünde, bütün bataklık yerleri kaplayan eğreltiotu ormanlarının varlığını hala sürdürmesi, ömrünüz boyunca belki birkaç kez duyduğunuz farklı kuş seslerinin gün boyu hiç kesilmemesi ve gece uluyan çakallar size bambaşka bir deneyim sunuyor.
ENDEMİK LEZZETLER…
Kamp sırasında kasaba pazarlarından alacağınız köylülerin yetiştirdiği doğal sebzeler ve yine kasaba kasaplarından alacağınız et, et ürünleri ile kamp ateşinde sebzeli güveç inanılmaz bir lezzet ve muhteşem bir yemek olarak önerimizdir.
Belirli dönemlerde açtığımız Kazdağları yürüyüş ve kamp etkinliklerine katılan doğaseverlerin en çok ilgisini ise kamp ateşinin közünde ağır ağır pişen yemekler çekiyor. Bayramiç pazarını denk getirebilirseniz, bereketli toprakların o eşsiz sebzeleri ile muazzam yemekler yapmak hiç de zor olmuyor. Sebzeli güveç ise bizim en sevdiklerimizden. Pazardan bulduğumuz ürünleri gelişigüzel bir seramik kaba koyduktan sonra, içerisine bir tutam eğrelti otu, göz kararı iğne yapraklı ağaç türünden olan, endemik göknar yaprağı ve hatta ulaşabiliyorsanız göknar kozalağının iç kısmından atarak, lezzete lezzet katıyoruz. Bu arada yemeğin konusu açılmışken, vegan olmayan dostlara Bayramiç’in Türkmenli Köyü sucuğu da tavsiyem olur. Hele ki kamp ateşi çevresinde hep bir ağızdan şarkılar söyleyip, dış dünyaya, teknolojiye kendinizi kapatmak; şüphesiz ‘uzun zamandır aradığım buymuş’ cümlesini kurmanıza sebebiyet veriyor.
EKİPMANLAR NELER OLMALI?
Dört mevsimi de hissedebildiğiniz Kazdağları’nda ekipman tercihi çok önemli. Yaklaşık bin iki yüz rakımdaki kamplarda kışlık tulum ve battaniye bulundurmanızı öneriyorum. Öte yandan pusula da rehbersiz çıkılan turlar için hayati değer taşıyor. Dağın genelinde telefon ya da navigasyon çekmediği için gün ışığında hareket etmek en doğrusu olur. Bin Pınarlı İda’da hemen hemen her lokasyonda su kaynağına ulaşabilirsiniz. Bizler için en önemlisi ise eğer Kazdağları’nda kamp kuracak ya da yürüyüş yapacaksanız, kesinlikle yalnız olmamanız. Yaban hayatının yanı sıra başınıza gelebilecek olumsuz durumlar karşısında birkaç telsizin yanınızda bulunması daha sağlıklı olacaktır. Deneyimli en az bir kişi olması hem işinizi kolaylaştırır, hem güvenliğinizi sağlar. Bu konuda Pikamp Kamp Grubu’muza ulaşabilir, sosyal medya üzerinden bizlerden de destek alabilirsiniz. Doğayla kalın, sağlıkla kalın, hoşçakalın…
Recent Comments